FATİH HARBİYE
:: Kültür Ve Sanat Dünyası :: Dersler :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
FATİH HARBİYE
KİTABIN ADI | FATİH HARBİYE |
KİTABIN YAZARI | PEYAMİ SAFA |
YAYINEVİ VE ADRESİ | ÖTÜKEN NEŞRİYAT A.Ş. /İSTANBUL |
BASIM YILI | 1983/8NCİ BASKI |
KİTABIN KONUSU :
Kitap Doğu Batı çatışmasında batının kötü yönlerini doğunun iyi yönlerini anlatır.
KİTABIN ÖZETİ :
Peyami SAFA bu romanda doğu batı çatışmasını ele almıştır. Ama bu çatışmada doğuyu övüp batıyı yermektedir. Romanda belirli tipler vardır. Zengin bol para harcayan batılı ‘Macit’ fukara ama dürüst bir orta sınıf aydını oılan ‘Şinasi’ ve bir genç kız ‘Neriman’.
Romanın daha ilk sayfalarında genç kız Neriman’ın batılı tip Macit’in şaşalı hayatına aldanıp Şinasi’ye yalan söylediğini görürüz.
Şinasi’ye Beyazıt’taki bir arkadaşına gideceğini söyleyen Neriman Fatih-Harbiye tramwayına atlar. Şinasi ise tesadüfen Nerimanın yalan söylediğini görür.
Neriman her zaman Şinasi ile gidip geldiği ve beraber öğrenim gördükleri Darülelhan’a sık sık uğramamakta, son zamanlarda evine geç gitmekte, giyimine verdiği ehemmiyeti arttırmaktadır. Hatta kendisine birde filizi manto almıştır ve bu filizi manto son zamanlarda Neriman’da görülen değişikliklerin simgesidir.
Neriman’ın ise aklında hep Maksim salonu, hep Macit vardır. Maciti düşündükçe ona daha çok hayran kalmakta, onda tenkit edilecek bir şey bulamamaktadır. Ve son zamanlarda özellikle Maciti tanıdıktan sonra oturduğu mahalle, çaldığı ut, konuştuğu insanlar sinirine dokunmaktadır. Ve artık Şinasi’ye karşı eski ilgisi kalmamıştır. Neriman sık sık Macit ve Şinasi’yi (doğuyu-batıyı) karşılaştırmakta ve kendisini Macit’e (batıya) yakın görmektedir. Birisinin eli kadın eli gibi incecik, tertemiz diğeri ise tırnağının biri battık, diğeri kırık.
Neriman Macit’in davet ettiği baloya gitmek için can atar. Ama karşısında izin meselesi, para meselesi,tuvalet meselesi ve en önemliside Şinasi meselesi vardır. Şinasi Nerimanın gözünde çileyi, mahalleyi,eskiyi, şarklıyı temsil etmektedir. Macit ise garplıyı ve garbın cazip görünen ama aslında pekte cazip olmayan taraflarını temsil etmektedir. Neriman’ın babası ve dayısının kızları burada Neriman’ın karşısına çıkmaktadır. Babasının batının insanların hakkında konuştukları sayesinde Neriman olayları farklı yorumlamaya başlar.
Neriman baloya gitmeden önce, Şişli’de oturan büyük dayısının kızlarıyla konuşmak için bir kez daha Fatih-Harbiye tramwayına biner. Dayızadelerinin anlattığı bir Rus kadınının hayat hikayesinden çok etkilenir, bu hikayeyi kendi hayatına benzetir.
Romanın sonlarında Neriman Maciti gerçek kimliğinde yakaladığını zannederve aldatıldığını düşünür. Ve Neriman eski kimliğine tekrar döner.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Fatih-Harbiye yalnızca bir tramway tabelası değil iki ayrı dünyayı temsil etmektedir. Doğu-Batı arasındaki kültür farklılıklarının insanların uyumunu nasıl kötü etkilediğini kitabın anafikri olarak söyleyebiliriz.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
NERİMAN : Neriman ne istediğini bilmeyen iki kültür arasında sıkışmış bir genç kız.
MACİT : Zengin bol para harcayan batılı tip.
ŞİNASİ : Fukara ama dürüst bir orta sınıf aydınıdır.
FAİZ BEY : Neriaman’ın babasıdır. Şinasi ile aynı kafa yapısına sahip bir orta sınıf aydınıdır.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Peyami SAFA romanı doğu-batı çatışması üzerine kurmuştur.ama sadece batının kötü taraflarını ön plana çıkarmaktadır.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
(1899- 15 Haziran 1961): Yazar. İstanbul'da doğdu. Meşhur şair İsmail Safa'nın oğludur. Düzenli bir öğrenim göremedi. Kendi kendisini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. Posta Telgraf Nezaretinde çalıştı. Öğretmenlik (1914-1918), gazetecilik (1918-1961) yaptı. Hayatını yazıları ile kazandı. İstanbul'da öldü.
Kardeşi İlhami ile Yirminci Asır adlı bir akşam gazetesi çıkardı. Bu gazetede "Asrın hikâyeleri" ilk hikâyelerini imzasız yayınladı (1919), Kültür Haftası (21 sayı, 15 Ocak-3 Haziran 1936) ve Türk Düşüncesi (63 sayı, 1953-1960) adlarında iki de dergi çıkardı. Tasvîr-i Efkâr, Cumhuriyet, Milliyet, Tercüman, Son Havadis gazetelerinde yazdı. Çok sevdiği oğlu Merve'yi askerliğini yaptığı sıra kaybetmesi Peyami Safa'yı çok sarstı. Bu olaydan birkaç ay sonra İstanbul'da öldü. Edirnekapı Şehitliği'nde gömülüdür.
Peyami Safa kendi kendisini yetiştirmiş ender şahsiyetlerden biridir. Fransızcayı Fransızca gramer kitabı yazabilecek kadar öğrenmiştir. 43 yıl hiç durmadan yazdı. Güçlü bir fikir adamı, romancı ve polemikçidir. Nâzım Hikmet Ran, Nurullah Ataç, Zekeriya Sertel, Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin'le polemiğe giriştir.
Öldüğü zaman Son Havadis gazetesi baş yazarı idi.
Peyami Safa halk için yazdığı edebî değeri olmayan romanlarını "Server Bedi" imzası ile yayınladı. Sayıları 80'i bulan bu eserler arasında; Cumbadan Rumbaya (1936) romanıyla, Cingöz Recai polis hikâyeleri dizisi en ünlüleridir. Ayrıca ders kitapları da yazdı. Peyami Safa'nın fıkra ve makalelerinde sağlam bir mantık dokusu ve inandırıcılık görülür. Romanlarında olaydan çok tahlile önem verdi. Toplumumuzdaki ahlâk çöküntüsünü, medeniyetin yarattığı bocalamayı, nesiller ve sosyal çevreler arasındaki çatışmayı dile getirdi. Zıt kavramları, duygu ve düşünce tezadını ustaca işledi.
judocu kezo- Co Admin
-
Mesaj Sayısı : 1086
Yaş : 33
Nerden : KAFESLERDEN
Güç :
Aktiflik :
Ruh Hali :
Takımı :
Kayıt tarihi : 15/02/08
:: Kültür Ve Sanat Dünyası :: Dersler :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz