Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I

3 posters

Aşağa gitmek

Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Empty Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I

Mesaj tarafından judocu kezo C.tesi Mart 29, 2008 7:11 pm

Devlet teşkilatı, merkez ve eyalet olmMerkez Teşkilatı: Merkeziyetçi idareye sahip Osmanlı Devletinin başı; padişah, sultan, hünkar, han, hakan da denilen hükümdardı. Padişah, bütün ülkenin hakimi, idarecisiydi. Görev ve yetkileri, devlet teşkilatında, müesseseler ve yüksek kademeli memurlar tarafından da paylaşılırdı. Sadrazam ve Divan-ı Hümayun'un diğer üyeleri, padişahın en büyük yardımcılarıydı. Divan, bakanlar kurulu; sadrazam da başbakan mahiyetindeydi. Divanda, devletin birinci derecede önemli mülki, idari, mali, siyasi, askeri meseleleri görüşülüp karara bağlanırdı. Divan, padişah adına sadrazam, kubbe vezirleri, kazaskerler, nişancı ve defterdarlardan oluşurdu. 19. yüzyılda Osmanlı kabinesi; sadrazam (başbakan), sadaret kethüdalığı (İçişleri Bakanlığı), reisül-küttaplık (dışişleri bakanlığı), defterdarlık (maliye bakanlığı), çavuşbaşılık, yeniçeri ağalığı, 1826'da seraskerlik (milli savunma bakanlığı) kaptan-ı deryalık (deniz kuvvetleri komutanlığı) makamında bulunan kişilerden meydana gelirdi. Divan kararlarını içeren defterler, Topkapı Sarayında arşiv mahiyetindeki Defterhanede muhafaza edilirdi.

Eyalet Teşkilatı: Devlet teşkilatında en büyük idari bölüm eyaletlerdi. Eyaletler; sancak, kaza ve nahiyelere bölünmüştü. Eyaleti beylerbeyi, sancağı sancakbeyi yönetirdi. Eyaletler gelir bakımından salyaneli ve salyanesiz (yıllıklı ve yıllıksız) olmak üzere ikiye ayrılırdı. Eyaletlerin merkez teşkilatına benzer bir idare tarzı vardı. Şehirler, kadı tarafından idare edilir, emniyet, subaşı tarafından sağlanırdı.

Siyasi ve Hukuki İdare: Osmanlı Devletinde esas itibariyle İslam Hukuku uygulanırdı. İslam hukukunda açıkça belli olmayan konular, bu hukukun ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla, şeyhülislamların fetvaları ve kanun ve kanunnameler şeklinde düzenlenirdi. Yasama yetkisi padişahındı ve padişah adına yapılırdı. Medeni hukukta Hanefi mezhebinin hukuk sistemi tatbik ediliyordu. Ceza hukuku ve diğer sahalarda sultani hukuk da denilen örfi hukuk uygulanmaktaydı.

Osmanlı hukuk düzeni içerisinde idare, maliye, ceza ve benzeri konularla ilgili alanlarda padişahın emir ve fermanlarında bulunan değişik meselelerle ilgili kanunnameler vardı. Osmanlı Devletinde ilk kanunname, Fatih Sultan Mehmed (1451-1481), ikinci kanunname ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından çıkarıldı. Bu kanunnamelerde, saltanatla ilgili konular yanında reaya ve Müslüman halkın devlet düzeni içindeki davranışlarını belirleyen hükümler vardır.

Büyük ve uzun ömürlü devletler, üstün adaletle ayakta dururlar. Zulüm üzerine kurulmuş devlet ve imparatorluklar da olmuş ise de, ömürleri kısa sürmüştür. Kendisine mahsus özellikleri, bilhassa kendi dışındaki dinlere tanıdığı haklar, daha doğru bir ifadeyle, diğer dinlerin işlerine, ibadetlerine ve adetlerine karışmamak gibi özellikler gösteren Türk adaleti, dünya milletlerine örnek olmuş, yüzyıllar öncesi kavuşulan bu seviye; bugünün medeni denilen milletleri tarafından hala yakalanamamıştır. Bu sebepledir ki, F. Dowey'in dediği gibi "Onaltıncı yüzyılda bir çok Hristiyan, adaleti ağır ve kararsız olan Hristiyan ülkelerindeki yurtlarını bırakarak, Osmanlı ülkesine gelip yerleşiyorlardı." F. Babinger ise "Osmanlı ülkesinde herkes kendi halinde, bahtiyar olabilirdi. Mutlak bir dini hürriyet hüküm sürerdi ve kimse şu veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karşılaşmazdı" demektedir.

Osmanlılarda bir ücret karşılığı vazife gören devlet memurları vardı. Bir de şehirlerde oturan esnaf ve tüccarlar, köylerde oturan ve devletin temelini teşkil eden çoğu üretici köylüler verdı. Bunlara reaya denirdi. Vergi vermesi, nüfusun büyük kısmını meydana getirmesi bakımından köylü, devlet için halkın ve tebaanın esas kesimi sayılıyordu. Üretici güç, büyük ölçüde köylülerin elindedir. Bu güç olmaksızın ordu ve devlet mümkün değildir.

Şehirlerin dışında kalan ve köylerde yaşayan kalabalık halk topluluğu, daha çok tarım, hayvancılık ve değişik toprak işçilikleriyle uğraşırdı. Bunlardan zanaat sahibi olan veya olmak isteyenler, şehir ve kasabalara gidip, kendileri için elverişli olan işlere girerlerdi. Kabiliyetli olanlar ise daha başka devlet görevlerine yükselirlerdi.

Osmanlı Devletinde kuruluşundan itibaren, devlet idaresinde yürütme ve yargılama gücü ayrı olarak düşünülüp uygulandı. Eyalet yöneticileri padişahın yürütme yetkisini, kadılar da yargılama yetkisini temsil etmekteydi. Osmanlılar, bu iki kuvvet ayırımını, adil bir devlet idaresi için esas kabul ederlerdi.

Saray Teşkilatı: Osmanlı Devletinin kuruluşundan sonra, saray teşkilatı da diğer kurumlar gibi gelişme gösterdi. Bursa ve Edirne saraylarından sonra, İstanbul'un fethi üzerine, bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının olduğu yerde, Fatih Sultan Mehmed tarafından, Saray-ı Atik denilen eski saray kuruldu. Daha sonra yine Fatih tarafından, Saray-ı Cedid adı verilen Topkapı Sarayı yaptırıldı.

Bu saraylar padişahların hem ikamet ettikleri yer ve hem de bütün devlet işlerinin görüşülüp karar verildiği en yüksek devlet dairesiydi.

Osmanlı Devletinde saray teşkilatı üç kısımdan meydana gelmekteydi: 1)Birun denilen dış bölüm, 2)Enderûn denilen iç kısım, 3) Harem-i hümayun.

Sarayın Birûn adı verilen kısmı sarayın dışı, yani Babüs'saade haricindeki teşkilatıdır. Bu bölümün işleri çeşitli olduğundan, her birinin memurları da ayrı ayrı sınıflardandı. Burada görevli olan ilmiye sınıfı ile Birûn ağaları denilen kişiler, sarayın hem harem, hem de Enderun kısmının dışındaki yerlerde ve dairelerde bulunup, görevlerini yaparlar ve akşamları evlerine giderlerdi. Birûn teşkilatına ait bütün tayinler, sadrazam tarafından yapılırdı.

Enderûn: Sarayın bu bölümü, yüksek dereceli devlet memuru yetiştiren bir okul ve eğitim yeriydi. Padişahlar bir kısmı sarayda ve bir kısmı da orduda olmak üzere Müslüman Türk terbiye ve kültürü ile yoğrulmuş, kendilerine sadık bir sınıf yetiştirdikten sonra, Osmanlı devlet idaresini bunların eline vermiştir.

Küçük yaştaki devşirme denilen çocuklar, saraya alınmadan sivil Müslüman Türk ailelerin yanında büyük bir itina ile yetiştirilirlerdi. Dini bilgileri ve Türkçeyi öğrenirler, daha sonra saraya alınırlar, burada da mükemmel bir tahsil gördükten sonra, sıraları gelince liyakat ve yeteneklerine göre saray dışındaki çeşitli devlet işlerine tayin edilirlerdi. Sarayda her koğuşun ve sınıfın fertlerinin kaydına mahsus defterler olup, bunların saray terbiyesi üzere yetişmeleri için, her koğuşta lala tabir edilen hocalar vardı.

Osmanlı sarayı, hem devletin en yüksek idare organı, hem de en yüksek yöneticilerini yetiştiren bir müessese idi. Sarayın kendine mahsus usül ve erkanı vardı.

Harem-i hümayun: Padişahın aile efradının; padişah kadınlarının, padişahın kız ve erkek çocukları ile harem ağalarının ve muhasiplerinin oturduğu yerdi. Yerleşim olarak valide sultanın dairesi, şehzadeler mektebi, padişahların yatak odaları, cariyelerin yetiştiği yerler gibi bölümleri vardı. Haremde; valide sultan, başkadın efendi, padişah kızları, gedikli kadın ve hizmetçi (cariye)ler bulunurdu.

Osmanlı sarayının harem bölümü, hanedan mensuplarının özel aile hayatlarını yaşadıkları yerdi. Devletin bütün kurumları ve cemiyet hayatında olduğu gibi, buradaki günlük hayat da, İslami esaslara, Türk örf ve an'anesine titizlikle riayet edilerek yürütülürdü. Haremde bulunanlar, küçük yaştan itibaren çok titiz ve ciddi bir eğitimden geçirilerek yetiştirilir, saraya has adab ve terbiyeye uymalarına özen gösterilirdi.
ak üzere ikiye ayrılırdı.
judocu kezo
judocu kezo
Co Admin
Co Admin

Kadın
Mesaj Sayısı : 1086
Yaş : 33
Nerden : KAFESLERDEN
Güç :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue90 / 10090 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Aktiflik :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue78 / 10078 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Ruh Hali : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Canli
Takımı : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Fbky2
Kayıt tarihi : 15/02/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Empty Geri: Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I

Mesaj tarafından streetboy Salı Nis. 01, 2008 5:43 pm

EYW SAGOL
streetboy
streetboy
System Root
System Root

Mesaj Sayısı : 595
Yaş : 32
Nerden : askısının kalbiden
Humor : RAPPİSTER
Güç :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Aktiflik :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Ruh Hali : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Sinsi
Takımı : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Bjkyl5
Kayıt tarihi : 16/02/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Empty Geri: Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I

Mesaj tarafından _Burcu_ Salı Nis. 01, 2008 7:58 pm

sağolll....
_Burcu_
_Burcu_
Kraliçe
Kraliçe

Kadın
Mesaj Sayısı : 935
Nerden : evdenn......
Güç :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Aktiflik :
Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Right_bar_bleue

Ruh Hali : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Kimsesiz
Takımı : Devlet Teşkilatı, Kültür ve Medeniyet-I Fbky2
Kayıt tarihi : 29/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz